Alejandro, El Salvador'dan gelen ve büyük hayaller kuran bir oyuncak tasarımcısıdır. Onun amacı, tasarladığı sıra dışı oyuncakları New York'un hareketli dünyasında gerçeğe dönüştürmek. Fakat işler o kadar da kolay değildir. Çalışma vizesi süresi tükenmeye başlar ve Alejandro'nun Amerika'daki rüyası bir kabusa dönüşme tehdidiyle karşı karşıya kalır. Alejandro pes etmek istemez, ama ne yapacağını da bilemez. Zaman daralır ve onun tek çaresi, beklenmedik bir şekilde karşısına çıkan ilginç bir kişi olur.
Bu kişi, sanat dünyasının tam da dışında kalmış, dengesiz bir sanatçıdır. Alejandro, bu sanatçının yardımıyla ülkede kalma şansını yeniden elde edebileceğini fark eder. Fakat bu durumun pek de kolay olmayacağını anlar. Sanat dünyası, her türlü tuhaflığı ve karmaşıklığı içinde barındırır. Alejandro, hayalini gerçekleştirmek için bu dünyanın içine dalmak zorunda kalır. Ancak bu süreçte yalnızca oyuncaklarını hayata geçirmekle kalmaz, aynı zamanda kendi sınırlarını aşmanın ve cesaretle karşılaşmanın ne demek olduğunu da öğrenir.
Alejandro'nun hikayesi, azim ve hayallerin peşinden gitmekle ilgilidir. Herkesin karşısına çıkan engeller, bazen umulmadık şekillerde çözüm bulabilir. Alejandro, hayatın zorluklarına karşı pes etmeyerek, belki de en büyük yardımın en beklenmedik yerden geldiğini keşfeder. Bu süreçte, hem hayalini gerçekleştirme yolunda ilerler hem de kendi benliğini bulur. Evet, hayatta her şeyin yolunda gitmediği anlar olabilir; ancak hayallere sıkı sıkı tutunmak ve yeni fırsatları cesaretle kucaklamak, her zaman bir çıkış yolu sunar. Alejandro'nun hikayesi, herkesin kendine bir şeyler katabileceği sıcacık ve umut dolu bir yolculuk sunuyor.
